Miletus Antik Kenti’nin görselliği kadar etkileyici bir de hikayesi vardır. Efsaneye göre Apollon ile Girit Kralı Minos’un kızı Akakallis’in Miletus adında bir oğlu vardır. Akakallis Miletus’u kral olan babasının kötülüklerinden korumak içiçn ormana saklar. Apollon’un emriyle çocuğa kurtlar bakar. Daha Sonra çobanların büyüttüğü Miletus, Anadolu’ya gelerek Menderes nehrinin kızı Kyane ile evlenir ve Miletos şehrini kurar. Miletos şehri zaman içinde güçlü bir ekonomiye sahip olur. Bu nedenledir ki kısa zamanda dönemin sanat, bilim ve felsefe merkezi haline gelir.

Aristoteles’e göre, felsefe yapacak kişi iki önemli özelliği olmalıdır: Bunlardan ilki tabiri caizse tuzunun kuru olmasıdır. Yani felsefe yapacak kişi ekonomik kaygıya düşmeden kendini sadece düşünceye verebilmelidir. İkincisi ise; gerçek merak duygusuna sahip olmasıdır. Tarihin ilk filozofu olarak bilinen Thales’in ve onun bilgileriyle yetişen Anaksimenes ve Anaksimandros’un, bilgilere kolay ulaşan ve ekonomik olarak çok güçlü olan Milet’ten çıkmaları bu noktada tesadüf değildir. Thales ve öğrencilerinin kurduğu Fizikçiler Okulu ile, pozitif bilimin temellerini atacak ilk çalışmalar burada yapılmıştır. M.Ö. 585 yılında gerçekleştiği kabul edilen Güneş tutulmasının zamanını, gün dönümlerini, piramitlerin boyunu ve Nil Nehrinin yükselmesinin rüzgara bağlı olduğunu bulmuşlardır. Ayrıca, günümüz dünyasına yapılan bir başka katkı olan geometrideki Thales Teoremi hala geçerliliğini korumaktadır.